Sousou no Frieren: Zamanı Sorgulamak

Başlıklar

Sousou no Frieren Alt Kapak

Sousou no Frieren Nedir?

Sousou no Frieren, hikayesi Yamada Kanehito tarafından yazılan ve çizimleri Abe Tsukasa’ya ait olan bir manga serisidir. 2020 yılında yayınlamaya başlayan seri, günümüzde hala devam etmekte. Mangasıyla aynı isim taşıyan anime uyarlaması ise Madhouse tarafından 2023-2024 yılları arasında bir sezon ve 28 bölüm olacak şekilde yayınlandı. Serinin ikinci sezonu onaylanmış olsa da çıkış tarihi henüz belli değil. Sousou no Frieren animesi yaklaşık olarak manganın ilk 65 bölümünü kapsıyor. Eğer animeyi izleyip mangaya devam etmek isterseniz aklınızda bulunsun.

Evren

Sousou no Frieren, sıfırdan evren tasarlayan serilerden biri. Evreni sıfırdan tasarlasa da pek orijinal değil. Bu, bildiğimiz Ortaçağ fantezi evreni. Nasıl bir evren bu? Öncelikle birbirinden farklı birçok tür var. Örneğin: Elfler, insanlar, şeytanlar, orclar vb.. Bir de D&D ve benzeri oyunları oynayanların aşina olduğu sınıflar var: Büyücü, hırsız, savaşçı, rahip gibi. Evrenin pek orijinal olmadığını söyledim diye başarısız bulduğumu sanmayın. Sousou no Frieren, tasarımıyla ve mekanlarıyla insanı hayran bırakan bir evrene sahip. Sadece fikir orijinal değil. Yine de konsepti çok iyi kullandığını söylemekte fayda var. Anime ise bu evrenin canlılığını daha da ön plana çıkarıyor; mekanlar ve atmosfer gerçekten insanı içine çekiyor.

Sousou no Frieren Hikayenin Başlangıcı

Sousou no Frieren: Fern

Ana hikayemize gelecek olursak: Sousou no Frieren’in hikayeyi işleyiş tarzı alışılmışın çok dışında. İşte bu noktada serinin oldukça orijinal olduğunu söyleyebilirim. Ana karakterimiz Frieren bir elftir ve yaklaşık 1000 yıldır yaşamaktadır. Bir gün dünyayı tehdit eden Şeytan Kral’ı yok etmek için bir ekip kurulur. Bu ekibin üyeleri ise şu şekildedir: Kahraman İnsan Himmel, Savaşçı Cüce Eisen, Rahip İnsan Heiter ve tabii ki Büyücü Elf Frieren. Eee, bu noktada tipik bir hikaye gibi duruyor, değil mi? Ama hayır! Sousou no Frieren, Şeytan Kral’ın yenilgisinden sonrasını konu alıyor. 

Ekibimiz bu Şeytan Kral’ı yenmiş ve yollarını ayırmıştır. Hatta nasıl yendiklerini bile görmüyoruz. Ayrılırken de 50 yıl sonra tekrar buluşmaya söz vermişler-dile kolay, tam 50 yıl! Nihayet 50 yıl geçer ve Frieren buluşma noktasına gider. Ancak o bir elf olduğu için elli yıl ona birkaç gün gibi gelir. Diğer parti üyeleri ise yaşlanmıştır.

Hatta Himmel’in boyu yaşlılıktan kısalmış, tanınmaz hale gelmiştir. Ekibimiz burada güzel güzel zaman geçirir. Bir süre sonra ise Himmel hayatını kaybeder. Frieren, onun ölümü karşısında gözyaşlarını tutamaz. 1000 yıllık ömründe gerçekten değer verdiği kişiler arasında en çok Himmel’i hatırladığını fark eder. Bunun üzerine bir anlam arayışına girer. Himmel ile tekrar konuşmanın bir yolunu bulmak ister. Hikayemiz de tam olarak burada başlar: Frieren’in dünyanın öteki ucunda ölülerin bulunduğu yere ulaşma çabalarını izleriz. Bu yolculukta, Heiter tarafından yetiştirilmiş genç büyücü Fern ve Eisen’in öğrencisi olan Stark da ona katılır. Böylece yeni bir ekip oluşur. 

Sousou no Frieren aşırı aksiyon ağırlıklı bir anime değil. Çoğu zaman hayattan kesitler sunan, ufak tefek maceraları izliyoruz. Bazen birine yardım ediyorlar, bazen de kendi hallerinde takılıyorlar. Ancak serinin en etkileyici yanı, sık sık izleyicilere zamanı ve zaman algısını sorgulatması. Örneğin, bir yere vardıklarında Frieren, “5 senecik burada kalırız.” diyebiliyor. Çünkü onun için beş yıl birkaç gün gibi geliyor. Oysa Fern ve Stark için bu süre oldukça uzun. Bu sahnelerde ben de kendi ömrümü, zamanımı nasıl geçirdiğimi düşündüm. Muhtemelen siz de benzer bir hisse kapılacaksınız. Kısaca Sousou no Frieren bir macera hikayesinden çok, zamanın algılanışı üzerine bir anlatı sunuyor. Aksiyon sahneleri bulunsa da serinin ana odağı aksiyon değil.

Animasyon Kalitesi

Sousou no Frieren’in animasyonuna dair söylenecek pek bir şey yok; Madhouse gerçekten harika bir iş çıkarmış. Çizimleri ve akıcılığı ile baştan sona özenle hazırlanmış bir anime izlediğinizi hissediyorsunuz. Sousou no Frieren, 28 bölümlük bir anime değil de sanki 1-2 saatlik bir anime filmi gibi hissettiriyor. Üstelik, animasyon kalitesi bölümler ilerledikçe düşmek bir yana, hep aynı yüksek seviyeyi koruyor. Bu da izleme deneyimini daha da keyifli hale getiriyor.

Müzikler ve Seslendirme

Seslendirme ve müzikler konusuna gelirsek; Sousou no Frieren bu alanda zirveye oynayan bir yapım. Ses sanatçılarının her biri muhteşem bir iş çıkarmış. Frieren’i seslendiren Tanezaki Atsumi, aynı zamanda Spy x Family’deki Anya’nın sesi ve burada da ustalığını konuşturmuş. Fern ve Stark’ın ses sanatçıları da en az onun kadar başarılı. Hatta en küçük yan karakter için bile seslendirmeye büyük özen gösterildiği hissediliyor. 

Ancak asıl etkileyici olan sadece karakter sesleri değil, ortam sesleri. Sousou no Frieren, atmosferiyle izleyiciyi içine çeken bir yapım. Sayfa çevirme sesi, rüzgarın uğultusu gibi küçük detaylara bile büyük emek harcandığı belli oluyor. Bunların üzerine muhteşem OST’ler, etkileyici opening ve ending parçaları da eklenince, ses tasarımı açısından adeta bir başyapıt ortaya çıkıyor. Kısacası, Sousou no Frieren, sesler konusunda adeta standartları belirleyen bir yapım.

Sousou no Frieren İzlemeye Değer Mi?

Sousou no Frieren: Karakterleri

Sousou no Frieren’in mangasını henüz okumadığım için bu yazı tamamen animeye dair izlenimlerimle sınırlı olacak. Ancak mangayı da okumayı düşünüyorum ve eğer okursam, onunla ilgili de ayrı bir yazı paylaşmayı planlıyorum. Şimdi gelelim, animede beğendiğim ve beğenmediğim noktalar.

Açıkçası Sousou no Frieren’e bayıldım. 0.5 puanı ise animenin bir eksiği olduğu için kırmadım. Öncelikle hikaye beni fazlasıyla içine çekti. Klasik bir kahramanlık anlatısı yerine, maceranın sonrasında neler yaşandığına ve karakterlerin bu süreçte nasıl değiştiğine odaklanması, hem konsept olarak harika hem de benim sık sık düşündüğüm “Acaba sonra ne oldu?” sorusuna etkileyici bir yanıt niteliğinde. Üstelik bu ana olaydan sonrası konseptini zaman algısı üzerinden anlatması, hikayeye bambaşka bir derinlik katıyor. Neredeyse sonsuz ömrü olan bir varlık için etrafındakileri kaybetmek, onların zaman algısını anlamaya çalışmak ne kadar zor, değil mi? 

Belki çoğumuz bunu hiç düşünmemişizdir ama Sousou no Frieren izledikten sonra kendimi zaman algımı sorgularken buldum. Hikayesi kadar karakterleri de etkileyici. Özellikle Frieren’in değişimini açıkça görebiliyoruz. Aynı durum Fern ve Stark için de geçerli. İlk bölümdeki Frieren ile son bölümdeki Frieren, birçok açıdan farklı birer karakter. Bu değişimi hissettirmek animenin en büyük başarılarından biri. Tüm bunların üzerine muhteşem animasyonlar, harika müzikler ve genel olarak üst düzey bir yapım kalitesi de eklenince, Sousou no Frieren son yılların en iyi yapımlarından biri haline geliyor.

Peki niye 10 puan değil de 9.5 puan verdim? Bunu benim için tek sebebi var açıkçası. Ben şahsen sakin temalı şeyleri fazlasıyla sevsem de zaman zaman bu sakinlikten bıkabiliyorum. Sousou no Frieren’i bir oturuşta izledim ve sıkılmadım. Yine de bazı bölümlerde biraz daha aksiyon aradığım nadiren de olsa oldu. Bu yüzden yarım puan kırdım diyebilirim. Bir de baktığınızda Sousou no Frieren, My Anime List’te yıllardır tepede duran Full Metal Alchemist: Brotherhood’u tahtından edip rekor bir puanla listenin başına yerleşmiş bir anime. Bence hala dünyanın en iyi animesi değil ama zirvede olmasında bir sakınca görmüyorum.

Sousou no Frieren'i Kimler İzlemeli?

✔ Derin ve duygusal hikâyeleri sevenler için Sousou no Frieren kesinlikle kaçırılmaması gereken bir yapım.

✔ Karakterlerin iç dünyasına odaklanan, melankolik ve düşündürücü anlatımları sevenler büyük keyif alacaktır.

✔ Yolculuk temalı, sakin ama etkileyici hikâyeleri izlemek isteyenler için harika bir seçim.

✔ Fantastik dünyalara ilgi duyanlar, büyücülük ve farklı ırkların yer aldığı bu evreni keşfetmekten keyif alacaktır.

✔ Yaşamın geçiciliği ve zamanın değeri üzerine düşündüren, felsefi yönü güçlü bir hikâye arayanlar için ideal.

✖ Hızlı ilerleyen ve sürekli aksiyon içeren bir hikâye bekleyenler, Sousou no Frieren’in sakin temposundan dolayı sıkılabilir.

✖ Yoğun savaş sahneleri ve epik dövüşler izlemek isteyenler, serinin odak noktasının daha çok karakter gelişimi ve duygusal anlatım olması nedeniyle beklentilerini tam olarak karşılamayabilir.

✖ Klasik shonen yapısına alışkın olanlar, serinin durağan ve içe dönük atmosferine alışmakta zorlanabilir.

✖ Güçlü bir ana hikâye ve büyük çaplı olay örgüsü arayanlar, serinin daha çok bireysel anlara ve karakterlerin yolculuğuna odaklanmasından dolayı hayal kırıklığı yaşayabilir.

✖ Eğlenceli ve hafif bir macera hikâyesi bekleyenler, serinin hüzünlü ve nostaljik tonunu fazla ağır bulabilir.

5 1 vote
Article Rating
Subscribe
Bildir
guest
0 Yorum
Eskiler
En Yeniler Beğenilenler
Inline Feedbacks
View all comments

İlişkili İçerikler

0
Would love your thoughts, please comment.x