Skip to content

Made in Abyss: Derinliklere Yolculuk

Başlıklar

Made in Abyss Kapak

Made in Abyss Nedir?

Orijinal Kaynak: Manga

Mangaka: Tsukushi Akihito

Stüdyo: Kinema Citrus

Demografi: Seinen

Tür: Macera, Drama, Fantastik, Gizem, Bilim Kurgu

Sezon Sayısı: 2 + 3 Film

Bölüm Sayısı: 13, 12

Devam Edecek Mi: 3. Sezonu Onaylandı

Made in Abyss, hikâyesi ve çizimleri Tsukushi Akihito’ya ait bir manga serisi. 2012 yılından beri online olarak yayımlanıyor. Serinin anime uyarlaması ise Kinema Citrus stüdyosu tarafından yapıldı ve iki sezon ile üç filmden oluşuyor. İlk sezon 13 bölüm, ikinci sezon ise 12 bölüm sürüyor.

Made in Abyss İzleme Sırası

Seriye 2017’de yayımlanan birinci sezon ile başlamalısınız. Hikâyenin başlangıç noktası burası. Ardından, 2020’de çıkan Made in Abyss: Dawn of the Deep Soul adlı üçüncü filmi izledikten sonra ikinci sezona geçebilirsiniz.

Birinci ve ikinci filmler ise birinci sezonun özeti niteliğinde.

  • 2019’da çıkan Made in Abyss: Journey’s Dawn, ilk sezonun 1-8. bölümlerini kapsıyor. 
  • Aynı yıl yayımlanan Made in Abyss: Wandering Twilight ise 9-13. bölümleri içeriyor.

Eğer birinci sezonu zaten izlediyseniz, özet filmleri izlemenize gerek yok.

Evren

Made in Abyss evreni, gizem ve tehlikenin iç içe geçtiği, kendine has bir dünya sunuyor. Bu evrenin merkezinde ise Abyss adı verilen, derinlikleri bilinmeyen devasa bir çukur bulunuyor. İnsanlar, yüzyıllardır bu uçsuz bucaksız uçurumun sırlarını çözmeye çalışıyor. Hatta bu amaçla çukurun girişine Orths adlı bir ülke bile kurmuşlar.

Yüzeyden bakıldığında çok derinmiş gibi görünmese de Abyss’e indikçe bambaşka ekosistemler, tehlikeli yaratıklar ve antik kalıntılarla dolu bir dünya ortaya çıkıyor. Ancak burada hiçbir şey dost canlısı değil—hatta çukurun kendisi bile. Ne kadar derine inerseniz, geri dönmek o kadar imkânsız hâle geliyor. Bunun sebebi ise Abyss’in Laneti.

Abyss’in en büyük tehlikelerinden biri, yukarı çıkmaya çalıştıkça etkinleşen gizemli bir lanet. İlk katlarda etkisi hafif baş dönmesiyle sınırlı olsa da derinlere indikçe durum değişiyor. Halüsinasyonlar, kanamalar ve hatta ölüm gibi korkunç sonuçlar ortaya çıkabiliyor. En derin noktadan yüzeye dönmeye çalışmak ise insanlık dışı mutasyonlara ya da çok daha korkunç bir yazgıya yol açıyor.

Abyss’in kaç katmandan oluştuğu tam olarak bilinmese de şu ana kadar altı ana katmanı keşfedilmiş durumda. En üst katman olan Edge of the Abyss, nispeten güvenli sayılabilecek bir bölge. Buradan sonra Forest of Temptation başlıyor; tehlikeli yaratıkların bulunduğu, ormanlarla kaplı bir alan. Daha da derinlere inildiğinde, devasa uçurumlarla dolu Great Fault karşılıyor maceracıları. Burayı geçenler ise fizik kurallarını zorlayan, garip bitkiler ve uçan yaratıklarla dolu Goblet of Giants katmanına ulaşıyor. Bir sonraki durak, Abyss’in lanetinin en ağır hissedildiği Sea of Corpses. En dipte ise, The Capital of the Unreturned yatıyor; bilinen en derin katman ve dönüşü olmayan nokta. Buraya inenlerin bir daha insan olarak yüzeye dönme şansı yok, bu yüzden genellikle Abyss yolculuklarının son durağı olarak biliniyor.

Bu tehlikeli çukuru keşfetmeye cesaret edenlere Delver deniyor. Abyss kaşifleri, deneyim seviyelerine göre düdüklerle sınıflandırılmış. Yeni başlayanlar Kırmızı Düdük taşıyor. Orta seviyeye gelenler Mavi Düdük ile tanınıyor. Ay Düdükler ileri seviye kaşifleri temsil ederken, Siyah Düdükler usta maceracıları simgeliyor. Ancak en büyük unvan, Beyaz Düdüklere ait. Bunlar Abyss’in yaşayan efsaneleri olarak kabul ediliyor ve sayıları bir elin parmağını geçmiyor.

İnsanların Abyss’i keşfetme çabası boşuna değil. Burada bulunan antik kalıntılar, bir ülkeyi geçindirebilecek kadar değerli. Kimileri bu servetin peşinde, kimileri ise sadece macera tutkusu veya Abyss’in gizemlerini çözme arzusu ile derinliklere dalıyor. Ancak Abyss, cömert olduğu kadar acımasız da. Her keşif yolculuğu, geri dönüşü olmayan bir maceraya dönüşebilir.

Hikaye

Made in Abyss Reg

Hikâye, Abyss’in kenarında kurulmuş Orths şehrinde yaşayan Riko’yu tanımamızla başlar. Riko, ünlü bir Delver olan annesi Lyza’nın izinden gitmek isteyen, meraklı ve maceraperest bir kızdır. Yaşı küçük olmasına rağmen kırmızı düdük seviyesinde bir Delver olarak eğitim görmekte ve Abyss’in üst katmanlarında keşif gezilerine çıkmaktadır. Ancak Riko’nun en büyük hayali, annesi gibi bir Beyaz Düdük olmak ve çukurun derinliklerine inmektir.

Bir gün, Riko Abyss’in en üst katmanında keşif yaparken, oraya ait olmayan bir yaratığın saldırısına uğrar. Tam işler kötüye giderken, yaratık gizemli bir lazer ışını tarafından durdurulur. Riko, bu ışığın kaynağını ararken yerde baygın halde yatan küçük bir çocuk bulur. Ancak bu çocuk insan gibi görünmesine rağmen aslında bir robottur. Onu yanına alarak büyüdüğü ve eğitim gördüğü yetimhaneye götürür.

Yetimhanede arkadaşlarıyla birlikte ona elektrik vererek uyandırmaya çalışırlar ve robot nihayet gözlerini açar. Ancak hiçbir şey hatırlamamaktadır. Riko, ona Reg adını verir ve bir Delver olarak eğitim görmesi için yetimhaneye katılmasını sağlar. Bu karşılaşma, Riko’nun hayatını kökünden değiştirecek olayların da başlangıcı olur.

Tam bu sıralarda, Abyss’ten gelen bir mesaj her şeyi geri dönülemez bir noktaya taşır. Riko’nun annesi Lyza’ya ait Beyaz Düdük ve onun tarafından yazıldığı düşünülen bazı mektuplar yüzeye ulaşır. Mektuplardan birinde ise “Şerdiyar’ın dibinde bekliyorum.” yazmaktadır. Bu mesaj, Riko için kritik bir dönüm noktası olur ve Abyss’in derinliklerine inmeye kesin olarak karar verir. Reg de bu yolculukta ona eşlik etmeye karar verir ve böylece ikili, Abyss’in bilinmezlerle dolu derinliklerine doğru maceralarına başlar.

Ancak Abyss, sıradan bir keşif alanı değildir. Ne kadar derine inerseniz, dönüş o kadar imkânsız hale gelir. Peki, Riko ve Reg’i bu tehlikeli yolculukta neler beklemektedir?

Animasyon Kalitesi

Made in Abyss’in animasyon kalitesi gerçekten üst düzey. Kinema Citrus stüdyosu, özellikle arka plan tasarımları ve dünyanın atmosferini yaratma konusunda muazzam bir iş çıkarmış. Abyss gibi her katı farklı manzaralarla dolu bir yapıyı oldukça güzel animeye aktarmışlar. Görsel efekt ve ışık kullanımı da oldukça başarılı ki bu da çukurun derinliklerindeki gizemli ve tehlikeli atmosferi çok iyi hissettiriyor.

Karakter animasyonları ise oldukça akıcı. Özellikle duyguları yansıtma konusunda iyi iş çıkarılmış. Reg’in aksiyon sahnelerinde öne çıkan mekanik yapısı ve Riko’nun hareketleri doğal ve etkileyici şekilde işlenmiş. Dövüş sahnelerinde ise yaratık animasyonları kesintisiz ve akıcı. Bu da aksiyon anlarını daha vurucu hale getiriyor.

Bir diğer öne çıkan nokta ise CGI kullanımı. Genellikle 2D ile CGI’ın birleşimi kötü sonuçlar doğursa da Made in Abyss, bu konuda oldukça iyi iş başarıyor. Bazı yaratık tasarımlarında CGI kullanılarak derinlik hissi arttırılmış ve bu görsel olarak oldukça hoş bir etki yaratıyor.

Made in Abyss için olumsuz yapılabilecek tek yorum ise tercih edilen sanat tarzı. Ancak bu kişisel bir mesele, ben şahsen beğendim ama bazı insanlar için alışması zor olabilir. Chibi tarzda karakter çizimleri, hikâyenin derin ve karanlık yapısı ile büyük bir tezat oluşturuyor. Belki de vuruculuğu arttırmak amacıyla alınan bir karar, bilemiyorum.

Müzikler ve Seslendirme

Made in Abyss, animasyon kalitesindeki başarıyı seslendirme ve müzik alanında da koruyor.

Seslendirme kadrosu, karakterlerin duygularını ve kişiliklerini çok başarılı bir şekilde yansıtıyor. Riko’nun sesi olan Tomita Miyu, onun meraklı ve enerjik ruhunu tam anlamıyla yansıtıyor. Reg’in sesi Ise Mariya ise insani ama aynı zamanda mekanik bir ton kullanarak, karakterin doğasını oldukça hoş bir şekilde aktarıyor. Genel anlamda tüm karakterler, yapıları ve kişilikleriyle uyumlu seslere sahipler. Ancak benim için en akılda kalıcı olanı, Ohara Sayaka’nın seslendirdiği Ouzen karakteri oldu. Performans olarak değil de karakterle uyum açısından gerçekten etkileyiciydi.

Seiyuu’ların duygu yüklü sahnelerdeki performansları ise adeta tavan yapıyor. Özellikle dram ve gerilim anlarında, karakterlerin korku, üzüntü ve acı içindeki sesleri, olayın etkisini bir üst seviyeye taşıyor.

Serinin müzikleri ise Kevin Penkin tarafından hazırlanmış ve neredeyse hepsi birer başyapıt niteliğinde. Abyss’in karanlık, gizemli ve keşif dolu atmosferini müzikler iyice ön plana çıkarıyor. Özellikle serinin ana teması, keşif hissini en güçlü şekilde hissettiren epik bir parça.

Müzikler yalnızca bir arka plan unsuru değil, sahnelerin duygusal gücünü artıran bir öğe olarak da kullanılmış. Gerilim sahnelerinde müzik ve ses tasarımının birleşimi, Abyss’in korkutucu doğasını çok etkileyici bir biçimde aktarıyor.

Opening ve endingler de ortalama üstü bir kaliteye sahip. Özellikle Tomita Miyu ve Ise Mariya tarafından seslendirilen ilk opening Deep in Abyss, serinin ruhunu tam anlamıyla yansıtıyor. Parça, oldukça neşeli gibi başlasa da ilerledikçe içinde bir hüzün ve derinlik barındırdığı fark ediliyor. Genel olarak karakterlerin bilinmeyene doğru ilerleyişini hissettiren bir yapıya sahip.

Son olarak, ambiyans sesleri ve efektlerin de oldukça başarılı olduğunu söylemek gerek. Abyss’in derinliklerinde yankılanan rüzgar, yaratıkların ürkütücü sesleri ve keşif anlarındaki sessizlik ile müzik arasındaki denge, serinin atmosferine büyük katkı sağlıyor.

Kişisel Değerlendirme

Made in Abyss Alt Kapak

Made in Abyss, çıktığı günden beri popülerliğini koruyan ve oldukça beğenilen bir yapım. Ancak, itiraf etmeliyim ki bu seriyi izlemekte epey geç kaldım. Çıktığı dönemde kulağıma çalınmış, merak edip ilk bölümünü izlemiştim. Ancak çizim tarzı ve ilk iki bölümün yavaş temposu nedeniyle devam etmeme kararı almıştım. Yıllar sonra tekrar bir şans vermeye karar verdim ve Made in Abyss’i baştan sona izledim. Peki, sonuç olarak ne düşünüyorum?

Öncelikle Made in Abyss’i oldukça beğendiğimi söylemeliyim. Bunun birkaç sebebi var. İlki, görünüşünün aksine Made in Abyss’in hiç de sevimli bir hikâye anlatmaması. Aksine, oldukça çarpık, karanlık ve rahatsız edici bir yapısı var. Her ilerleyen bölümde Abyss’in korkunç yönü daha da belirginleşiyor. Burada kimse tamamen masum değil, herkesin kendince bir günahı var ve Abyss, bu günahları saklayan, örten bir yer gibi.

İkinci olarak, konseptin özgünlüğü dikkat çekici. Abyss, hem görsel hem de kurgu açısından çok iyi tasarlanmış bir mekân. Keşfe açık bir yer gibi görünse de içeri girenlerin çıkarken ağır bedeller ödemesi gerekiyor. Sanki bir mekândan çok, canlı bir varlık gibi davranıyor; içinde sayısız sır, gizem ve kaos barındırıyor. Mitolojik yaratıkları ve tarih öncesinden fırlamış atmosferiyle oldukça etkileyici bir dünya sunuyor.

Abyss’in her katı ise bambaşka bir evren gibi. Bir kat tamamen ormanlarla kaplıyken, bir diğeri dipsiz bir uçuruma dönüşebiliyor. Her katın kendine ait bir ekosistemi ve tehlikeleri var. Bu da hem karakterleri hem de izleyiciyi keşfetmeye teşvik eden bir unsur oluşturuyor.

Üçüncü olarak, karakterlerden bahsetmek istiyorum. Riko’ya bayıldığımı söyleyemem; enerjik ve maceraperest tipik anime karakterlerinden biri gibi hissettirdi. Ancak Reg, seride daha fazla ilgimi çeken karakter oldu. Onun düşünme tarzı, hislerini ifade etme biçimi ve karşılaştığı zor kararlarla başa çıkma şekli oldukça ilginç. Reg, ne aşırı güçlü ne de aşırı cesur, ancak iyi yürekli, düşünceli ve fedakâr biri. Riko’ya yardım etmek için elinden geleni yaparken zamanla geliştiğini ve değiştiğini görmek keyifliydi.

Tabii ki Made in Abyss’in sevdiğim yönlerinin yanında eleştirdiğim noktalar da var. Bunların başında hikâyenin aşırı yavaş başlaması geliyor. İlk üç bölümü geçmek benim için gerçekten zordu, ancak üçüncü bölümden itibaren hikâye su gibi akıp gitti. Bunun yanı sıra, bazı anlarda Riko’nun mantıksız ve gereksiz riskler alması can sıkıcıydı. Ancak bunlar genel olarak küçük eksiler olarak değerlendirilebilir.

Özetle, Made in Abyss, izlediğim en karanlık ama aynı zamanda en sevimli görünen hikâyelerden biri oldu. Açıkçası seriyi beğendim ve devamında neler olacağını merak ediyorum.

Kimler İzlemeli?

✔ Keşif ve macera dolu, gizemli dünyaları deneyimlemek isteyenler için Made in Abyss kesinlikle kaçırılmaması gereken bir yapım.
✔ Benzersiz bir evren tasarımına ve büyüleyici bir atmosfere sahip yapımlardan hoşlananlar, serinin detaylı dünyasından büyük keyif alacaktır.
✔ Karanlık ve duygusal yönü ağır basan, derinlikli hikâyeleri izlemek isteyenler için harika bir seçim.
✔ Masalsı bir sanat tarzına sahip olup, içeriğiyle beklenenden çok daha sert ve çarpıcı anlatımlar sunan yapımları sevenler için ideal.
✔ İnsan doğasının karanlık taraflarını ve hayatta kalma mücadelesini keşfetmek isteyenler, Made in Abyss’in dramatik anlatımından etkilenebilir.
✖ Yüzeysel ve hafif macera hikâyeleri bekleyenler, serinin içerdiği psikolojik derinlik ve sert sahneler nedeniyle beklediğini bulamayabilir.
✖ Şiddet, travma ve rahatsız edici unsurlara duyarlı olanlar, serinin zaman zaman iç karartıcı ve ağır konuları işlemesi sebebiyle zorlanabilir.
✖ Klasik iyi-kötü çatışması içeren hikâyeleri sevenler, serinin daha gri ahlaki tonlar içeren anlatımını alışılmadık bulabilir.
✖ Çocuk karakterlerin başrolde olduğu yapımları genellikle hafif ve eğlenceli bulanlar, Made in Abyss’in sunduğu beklenmedik derecede sert olay örgüsü karşısında şaşırabilir.

0 0 oylar
Article Rating
Abone
Bildirmek
guest
0 Yorum
En eski
En yeni En Çok Oylanan
Satır İçi Geri Bildirimler
Tüm yorumları görüntüle

İlişkili İçerikler

0
Düşüncelerinizi duymak isterim, lütfen yorum yapın.x