
Jujutsu Kaisen Nedir?
Jujutsu Kaisen, Akutami Gege tarafından 2018-2024 yılları arasında yazılan ve çizilen bir manga serisidir. Serinin aynı isimli anime uyarlaması ise MAPPA Stüdyosu tarafından iki sezon halinde izleyiciye sunuldu. Jujutsu Kaisen animesinin ilk sezonu 2020-2021 yılları arasında, ikinci sezonu ise 2023 yılında yayınlanmıştır. İlk sezon 24 ve ikinci sezon ise 23 bölümden oluşmaktadır. Anime, manganın aksine henüz sona ermedi. Muhtemelen iki ya da daha fazla sezonu yayınlanacaktır ama ne zaman çıkacağı ile ilgili henüz net bir bilgi bulunmamaktadır.
Evren
Jujutsu Kaisen evreni günümüz Japonya’sını temel alan, sıradan insanların göremediği lanetleri bu dünyaya başarılı bir şekilde entegre eder. Bu evrende lanetler insanların negatif düşünce ve duygularından doğarak varlık kazanır ve insanları öldürerek güçlenirler. Elbette bu lanetlerle savaşan bir grup insana da vardır, bu insanlara Jujutsu Sahiri adı verilmektedir. Jujutsu Sahirleri, lanetli enerjilerini ve tekniklerini kullanarak bu varlıkları arındıran kişilerden oluşur. Bu organizasyon içinde Jujutsu Liseleri önemli bir yer tutar. Bu liseler hem geleceğin Jujutsu Sahirlerini yetiştirmek hem de onları görevlere yollayarak deneyim kazanmalarını sağlamakla yükümlüdürler.
Jujutsu Kaisen Hikayenin Başlangıcı

Ana hikaye fiziksel yetenekleri üst düzey sporcularla yarışabilecek seviyede olmasına rağmen, sıradan bir lise hayatı yaşayan İtadori Yuuji ile başlar. Yuuji günlerini okulundaki Paranormal Olaylar Kulübünde vakit geçirerek veya hastanedeki dedesini ziyaret ederek geçiren tipik bir lise öğrencisidir. Hikâyenin başında dedesi vefat eder. Vasiyeti ise şu şekildedir:
“Yuuji, sen güçlü bir çocuksun. Başkalarına yardım et! Yalnız ölme.”
Bu sırada İtadori’nin okuluna, Fushiguro Megumi isimli, onunla yaşıt bir genç gelir. Megumi, İtadori’ye onda lanetli bir eşya bulunduğunu ve kendisine teslim etmesi gerektiğini söyler. İtadori eşyayı vermeyi kabul etse de kutuyu açtıklarında boş olduğunu fark ederler. Meğer Paranormal Olaylar Kulübündeki diğer iki üye, içindeki lanetli parmağı almış ve mührünü kaldırmaya çalışmaktadır. Lanetli kutunun içindeki bu nesne, 1000 yıl önce yaşamış Lanetler Kralı Sukuna’nın parmağıdır. Sukuna, inanılmaz güçlü bir sahirdir ve tam anlamıyla yok edilememiştir. Parmakları günümüzde bile yoğun bir lanetli enerji saçmaya devam etmektedir. Mührün kırılması, civardaki lanetleri doğrudan parmağa çeker; çünkü parmağı sindirerek güçlenmeyi ummaktadırlar.
Neticede Megumi, durumdan haberdar olur olmaz olayların yaşandığı yere koşar ve İtadori’ye olduğu yerde beklemesini söyler. Ancak Megumi, olay yerine vardığında, mührün çoktan çözüldüğünü ve güçlü bir lanetin ortaya çıktığını görür. Megumi ile lanet arasındaki savaş sürerken, İtadori de içinde bir mücadele verir ve dedesinin sözlerini düşünür. Sonunda beklemek yerine harekete geçmeye karar verir ve lanetin üstüne atılır. Laneti Megumi’den uzaklaştırmayı başarsa da onu yok etme şansı yoktur; çünkü lanetler yalnızca lanetli enerji ile yok edilebilir. Lanetleri fiziksel gücü ile yok edemeyeceğini anlayan Yuuji çılgınca bir karar alarak, Sukuna’nın parmağını yutar. Bir mucize gerçekleşir ve milyonda bir ihtimal olan bir durum yaşanır: İtadori ölmek yerine lanetli enerji kazanır. Böylece hikaye resmen başlar.
Ardından modern çağın en güçlü sahiri olan Satoru Gojo ile tanışırız. Gojo, İtadori ile Sukuna’nın yer değiştirmesini ister. Etkileyici ama kısa bir savaşın ardından, İtadori gözlerini açtığında bağlı olduğunu fark eder. Olanları öğrendiğimizde, Sukunu’dan korkan Jujutsu Dünyası’nın üst düzey yöneticilerinin İtadori’yi öldürmek istediğini, ancak Gojo’nun onu koruyarak Jujutsu Özel Lisesine öğrenci olarak olarak kabul ettirdiğini anlarız. Böylece sıradan bir hayat süren İtadori, lanetler, Jujutsu sahirleri ve güçlü rakiplerle dolu bir dünyanın içine sürüklenir.
Animasyon Kalitesi
Jujutsu Kaisen’e, animasyon bakımından neredeyse kusursuz bir anime. Karakter tasarımları mangaya bağlı kalınarak yapılmış, ancak bazı yerlerde ufak tefek değişiklikler ve farklı bir renk paleti tercih edilmiş. Bu dokunuşlar genel estetiğe olumlu bir katkı sağlamış. Bunun yanı sıra, karakter tasarımları tutarlılığını koruyor; yani bir sahnede mükemmel görünüp diğerinde orantısız ya da özensiz çizilmiş gibi durmuyorlar. Bazı dövüşler insanın nefesini kesecek kadar akıcı; hatta izlerken kendimi ekrana kaptırıp nefes almayı unuttuğum anlar bile oldu. Karakterlerin hareketleri yağ gibi akıyor, dövüş koreografisi ise muhteşem bir şekilde hazırlanmış. Özetle, Jujutsu Kaisen’in animasyonları gerçekten üst düzey.
Müzikler ve Seslendirme
Seslendirme ve müzikler ise üzerinde durmam gereken son konu. Seslendirme konusunda söylenecek pek bir şey yok, neredeyse tüm ses sanatçıları üst düzey performans sergiliyor ve karakterlerine mükemmel uyum sağlıyorlar. Özellikle Gojo’yu seslendiren Nakamura Yuuichi’nin performansını şahsen çok beğendim diyebilirim. Müzikleri ise iki kategoride değerlendirmek gerekiyor. OST’ler gerçekten şahane, sahnenin etkisini adeta birkaç katına çıkarıyorlar. Özellikle dövüş sahnelerinde o kadar iyi kullanılmışlar ki anlatamam. Opening ve endinglerin de genel olarak başarılı. Ama özellikle 2. sezonun 2. openingi muhteşem, hatta daha ötesi.
Jujutsu Kaisen İzlemeye Değer Mi?

Jujutsu Kaisen’in hem mangasını okumuş hem de animesini izlemiş biri olarak, bu konuyu artılarıyla ve eksileriyle değerlendirmeye çalışacağım.
Öncellikle, mangadan ve manga hakkında ne düşündüğümden biraz bahsetmem gerekiyor. Ben şahsen Jujutsu Kaisen mangasına, animesini izledikten sonra başladım ve büyük ölçüde keyif alarak okudum. Ancak şöyle bir gerçek var ki manga zaman zaman çizim açısından biraz tutarsızlaştı. Final de ben dahil birçok kişiyi tatmin etmedi. Bunda ise birkaç etkili faktör var. İlk olarak Jujutsu Kaisen, Shounen Jump’ta haftalık olarak yayınlanan bir seriydi ve her hafta bir manga bölümü hazırlamak gerçekten zor bir iş. Üstüne, Akutami Gege hem yetişme stresinden hem de sağlık sorunları nedeniyle bazı bölümlere yeterli ilgiyi gösteremedi veya sık sık ara verdi. Bu ara durumu özellikle güncel bölümleri okumuş olanları etkiliyor ama bunu belirtmekte fayda var. Neyse, hal böyle olunca finale yaklaşırken işler sanki aceleye getirilmiş gibi hissettirdi. Shounen Jump, Gege’ye istediği kadar ara verme ya da acele etmeme özgürlüğü tanımamış gibi göründü ve seri oldukça ani bir final yaptı. Bu nedenle mangayı sevmeme rağmen, finalin getirdiği hayal kırıklığı bende biraz da olsa serinin genel etkisini düşürdü.
Gelelim Jujutsu Kaisen’in anime kısmına. Jujutsu Kaisen‘in eksileri çok fazla değil, ancak elbette birkaç şey var. Öncellikle, seri bazen olayları çok oldu bittiye getirebiliyor ya da klişelere başvurabiliyor. Bunun seviyesi çoğu zaman düşük olduğu için, en az can sıkan nokta diyebilirim. Bir diğer eksisi ise henüz tamamlanmamış olması. Malum, artık animeler sezon sezon geliyor ve Jujutsu Kaisen’in en az iki sezona daha ihtiyacı var. Umarım bu iki sezonda yanlış kararlar alınmaz ve gayet güzel giden bir seri berbat edilmez. Bu tabii geleceğe dönük bir risk ama yine de insanı geriyor. Başka bir eksisi de karakterlerin bazen gerektiğinden fazla abartılması. Ancak bu sadece animeye özel değil, seri genelinde bir sorun. Yani Gege, kendi yazdığı karaktere aşık gibi davranabiliyor bazen,; bu çoğu zaman bana batmasa da rahatsız ettiği de oldu yalan yok.
Jujutsu Kaisen’in artıları ise yukarıda da bahsettiğim gibi taş gibi animasyonlar, inanılmaz iyi müzikler ve gayet keyifli bir olay örgüsüne sahip olması. Karakterleri ilgi çekici, özellikle İtadori ve Fushiguro bence oldukça ilginç karakterler ve karakter gelişimleri de hoşuma gidiyor. Yaşadıkları olaylarla şekillenen insanlar bunlar; yani ilk bölüm neyse, son bölüm de öyle kalmıyorlar ki bence bir eserde en önemli noktalardan biri de bu. Son olarak, güç sisteminin de bir artı olduğunu düşünüyorum. Lanetleri güç olarak kullanma fikri oldukça yaratıcı ve seri ilerledikçe gördüğümüz tekniklerden bazıları gerçekten üstüne düşünülmüş ve benzersiz güçler.
Jujutsu Kaisen'i Kimler İzlemeli?
✔ Yoğun aksiyon dolu ve büyü temalı hikâyeleri sevenler için Jujutsu Kaisen kesinlikle kaçırılmaması gereken bir yapım.
✔ Gotik atmosferi ve karanlık temaları benimseyenler, serinin mistik ve korku unsurlarından büyük keyif alacaktır.
✔ Modern dövüş koreografileri ve çarpıcı animasyon kalitesi arayanlar için harika bir seçim.
✔ Kötü güçlerle mücadele eden karakterlerin gelişimini izlemek isteyenler, serinin dinamik yapısını ilgi çekici bulacaktır.
✔ Gençlik enerjisi ve mizahı dengeli bir şekilde harmanlayan bir hikâye izlemek isteyenler için ideal.
✖ Sürekli derin felsefi konulara dalmayı bekleyenler, serinin aksiyon odaklı temposundan dolayı hayal kırıklığı yaşayabilir.
✖ Aşırı karmaşık olay örgüsü ve uzun açıklamalar arayanlar, serinin doğrudan ve tempolu anlatım tarzını fazla yüzeysel bulabilir.
✖ Sadece klasik dövüş sahneleri bekleyenler, serinin yaratıcı ve yenilikçi büyü sisteminde aradıkları standardı bulamayabilir.
✖ Oldukça ciddi ve karamsar bir atmosfer arayanlar, zaman zaman yer alan esprili ve hafif anların dengesizliğini fazla bulabilir.